Doğum mevsimi erkeklerde depresyon düzeylerini etkiliyor ancak kadınlar üzerinde anlamlı bir etkisi yok

Kwantlen Politeknik Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmaya göre, yaz aylarında doğan erkeklerde diğer mevsimlerde doğan erkeklere kıyasla daha yüksek oranda depresif semptom görüldü. Kaygı semptomlarının ne erkeklerde ne de kadınlarda doğum mevsimiyle bir ilişkisi olmadığı görüldü.

Kaygı ve depresyon, dünya çapında en yaygın ruhsal bozukluklar arasında yer almaya devam etmekte olup, her iki rahatsızlık da uzun vadeli engelliliğe, fiziksel eştanıya ve önemli ekonomik kayıplara yol açmaktadır. Ruh sağlığı, yaşam boyu konut, gelir, eğitim ve yaş gibi çeşitli faktörlerden etkilenir. Özellikle mevsimsel çevresel değişikliklerle ilişkili olan erken yaşam faktörlerinin etkisi üzerine araştırmalar sınırlıdır.

Hamilelik döneminde sıcaklık değişimlerine maruz kalma, annenin beslenme düzeni, mevsimsel enfeksiyonlar ve gün ışığındaki değişiklikler nörolojik gelişimi etkileyebilir. Doğum mevsiminin şizofreni, bipolar bozukluk ve şizoaffektif bozukluk gibi psikiyatrik bozukluklar geliştirme riskiyle ilişkilendirildiği daha önce ortaya konmuştur. Doğum mevsimi ve depresyon arasındaki ilişki üzerine yapılan çalışmalar, genellikle cinsiyete göre ayrım yapılmadan, karışık sonuçlar göstermiştir.

PLOS Mental Health dergisinde yayınlanan “Yetişkinlerde Doğum Mevsimi ile Depresyon ve Anksiyete Belirtileri Arasındaki İlişkinin Araştırılması” başlıklı çalışmada, yetişkinlerde doğum mevsimi ile anksiyete ve depresyon belirtileri arasındaki ilişkiyi test etmek amacıyla kesitsel bir anket uygulandı.

Çalışmaya çoğunluğu kadın (%65) ve ortalama yaşları 26 olan 303 katılımcı katılmıştır. Veriler, Ocak-Mart 2024 tarihleri arasında Vancouver, Britanya Kolumbiyası'nda çeşitli katılımcı toplama yöntemleri kullanılarak çevrimiçi olarak toplanmıştır.

Katılımcılar, depresif ve anksiyete semptomlarının şiddetini değerlendirmek için PHQ-9 ve GAD-7 ölçeklerini kullanarak 20 dakikalık çevrimiçi bir anketi tamamladılar. Doğum ayları meteorolojik mevsimlere göre gruplandırıldı. Analiz için cinsiyet ve doğum mevsiminin sabit etkiler, yaş, gelir ve doğum ayı ile enlem arasındaki etkileşimin rastgele etkiler olduğu genelleştirilmiş doğrusal karma bir model kullanıldı.

Katılımcıların %84'ünde depresyon belirtileri, %66'sında ise anksiyete belirtileri eşik değerini aştı. Bu yüksek yaygınlık ulusal tahminleri aşıyor ve kış dönemindeki genç ve ağırlıklı olarak öğrencilerden oluşan örneklemi yansıtıyor olabilir.

Ortalama depresyon puanları çoğu demografik grupta eşik değerin üzerindeydi. Yaz aylarında doğan erkeklerin puanları diğer mevsimlerde doğan erkeklere göre biraz daha yüksekti. Kadınlarda mevsimle anlamlı bir etkileşim bulunmazken, kış ve ilkbahar aylarında doğanların ortalama puanları biraz daha yüksekti. Kaygı puanları doğum mevsimiyle ilişkili değildi veya cinsiyetle etkileşime girmedi.

Kadınlarda doğum mevsimi ile semptomlar arasında bir ilişki bulunamamıştır. Her iki cinsiyette de doğum mevsimi ile anksiyete semptomları arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır.

Araştırmacılar, doğum mevsiminin, cinsiyete özgü bir şekilde depresyon riskini etkileyen erken çevresel maruziyetlerin bir göstergesi olabileceği sonucuna vardı. Daha ileri çalışmalar, gebelikte fotoperiyot, anne beslenmesi ve bağışıklık aktivasyonu ile ilgili biyolojik mekanizmaları incelemelidir.

Çalışmanın sınırlılıkları arasında kesitsel tasarım, kış dönemi veri toplama dönemi, abiyotik etkilerin ölçülmemesi ve örneklemin ağırlıklı olarak öğrenci olması yer almaktadır; bu da nedensel ilişkiler kurma ve sonuçları genelleme olanağını sınırlamaktadır.