Hamilelik sırasında herhangi bir miktarda alkol zararlıdır

Bilim insanları, hamilelikte alkol tüketiminin güvenli bir seviyesinin olmadığını gösteren bir çalışma yürüttüler. Çalışmanın sonuçları Alcoholism: Clinical and Experimental Research dergisinde yayımlandı.

Fetal alkol sendromu, anneleri gebelik döneminde alkol tüketen çocuklarda fiziksel ve zihinsel gelişimin gecikmesiyle karakterize bir sendromdur.

Alkolün fetüs üzerindeki etkisi

Şiddetli fetal alkol sendromu, burun ile üst dudak arasında oluk olmaması, dudak ile deri arasında ince, parlak kırmızı bir sınırın bulunması (ince üst dudak), kısa palpebral yarıklar, mikrosefali ve büyüme geriliği ile karakterizedir.

Çalışmanın yazarı Feldman, çalışmanın fetal alkol sendromu çalışmalarındaki iki temel sorunu aşmayı başardığını söyledi.

İlk olarak, FAS çalışmaları genellikle annelerin hamilelik sırasında alkol tüketimini bildirmelerine dayanır. Bu nedenle, sağlanan bilgilerdeki yanlışlıklar nedeniyle veri kaynağı şüphelidir ve bu da sonuçların çarpıtılmasına yol açar.

Feldman, kadınlarla güvenilir ilişkiler kuran ve gizliliği garanti eden eğitimli profesyonellerden yararlanarak gebelik durumu, tüketilen alkol miktarı ve türleri hakkında doğru veri toplama zorluğunun üstesinden geldiklerini söyledi.

Fetal alkol sendromunu araştırmadaki bir diğer zorluk, yenidoğanlardaki belirtileri belirlemektir. Bu, belirli fiziksel özelliklerin dikkatli bir şekilde incelenmesini gerektirir: Feldman, "Bu alkolle ilgili özellikler genellikle belirsizdir ve sıradan bir kişi tarafından gözden kaçırılabilir, özellikle de sıradan kişi annenin hamilelik sırasında alkol kullanımından (doğum öncesi alkol maruziyeti) habersizse veya bilmiyorsa," dedi.

Bu zorluğun üstesinden gelmek için, fiziksel anormalliklerin tespiti konusunda uygun eğitimi almış bir dismorfoloji uzmanı çalışmaya dahil edildi.

Çalışmaya 1978-2005 yılları arasında 992 kadın katıldı. Araştırmacılar, hamilelik döneminde alkol tüketim biçimi, zamanlaması ve alkole maruz kalma dozuna ilişkin verileri analiz ettiler.

Maruz kalma süreleri gebeliğin başlangıcından itibaren sıfırdan altı haftaya, gebeliğin başlangıcından itibaren altı ila on iki haftaya ve birinci, ikinci ve üçüncü trimesterlere kadar uzanan bir ölçekte değerlendirildi.

Çalışmanın sonuçları şunları gösterdi:

• Doğum öncesi erken dönemde alkol maruziyetinin düşük doğum ağırlıklı veya mikrosefalili bebek sahibi olma riskini önemli ölçüde artırdığı bulundu.
• En güçlü ilişki ilk trimesterin ikinci yarısındaydı. Gebeliğin bu döneminde günde bir alkollü içki içmek pürüzsüz septum geliştirme riskini %25, ince üst dudak riskini %22, mikrosefali riskini %12, düşük doğum ağırlığı riskini %16 ve küçük fetüs riskini %18 artırdı.

Bilim insanları, "Kadınlar, gebe kalma anından itibaren ve hamilelik boyunca alkolden uzak durmaya devam etmelidir." ifadelerini kullandı.

Feldman, ilk trimesterin ilk yarısında alkol içmekle FAS arasında bir bağlantı bulamadıklarına inanıyor. Ancak, çalışmanın yalnızca canlı doğumları incelemesi ve düşük yapan kadınları içermemesi nedeniyle, hamileliğin bu aşamasında alkol içmenin güvenli olmadığını da ekliyor.

[ 1 ], [ 2 ], [ 3 ], [ 4 ], [ 5 ], [ 6 ]