Depresyon hakkında az bilinen gerçekler

Depresyon, gezegendeki yetişkin nüfusun yaklaşık %10'unu etkileyen en yaygın ruhsal bozukluklardan biridir. Depresyon, öz saygının azalmasına, hayata olan ilginin kaybolmasına, düşünce bozukluğuna ve hareketlerin yavaşlamasına neden olur. Şu anda depresyon tedavi edilebilir ve tedavinin ana alanları farmakoterapi, sosyal terapi ve psikoterapi olarak kabul edilir.

Depresyona eşlik eden başlıca faktörler

• Duygusal ve cinsel taciz, aile sorunları veya yakın birinin ölümü, genetik yatkınlık
• Uzun zamandır beklenen olumlu olaylar, örneğin evlilik, miras gibi, depresyona yol açabilir.
• Depresyon geçiren kişilerin %35'inden fazlasının kötü alışkanlıkları vardır: Sigara içmek, alkol almak, kumar oynamak.
• Kadınların depresyona yakalanma olasılığı %40 daha fazladır. Cinsel bağımlılık, kadın vücudunda bulunan ve psikolojik sorunlara yol açabilen östrojenlerle ilişkilidir.
• Vücuttaki testosteron eksikliği depresyon gelişimini de etkiler. Bu bağlamda, 50 yaş üstü erkeklerin yaşa bağlı olarak testosteron seviyelerinin azalması nedeniyle ruhsal bozukluklardan muzdarip olma olasılığı daha yüksektir.
• Son araştırmalar depresyon yaşayan kişilerin kemik yoğunluğunun düşük olduğunu ve bunun da osteoporoza yol açabileceğini ortaya koydu.
• Sevilen birinin ölümünden sonra depresyona giren kişiler, uzun yıllar boyunca kronik bir ruhsal bozuklukla kalma riski altındadır.

Depresyon Hakkında Daha Önce Bilinmeyen Gerçekler

• Depresyon, gelişmiş ekonomilere sahip ülkelerde daha yaygındır.
• Amerika Birleşik Devletleri'nde 15 yaş altı çocukların %7'sinden fazlası depresyondan muzdariptir. İstatistikler oranların her yıl arttığını göstermektedir.
• Ruhsal bozukluğu olan kişilerin grip ve soğuk algınlığına yakalanma olasılığı sağlıklı kişilere göre daha yüksektir.
• Depresyon geçiren kişilerin kalp krizi ve dolaşım bozuklukları nedeniyle hastaneye yatırılma olasılığı daha yüksektir.
• Orta Çağ'da bölgelere göre değişmekle birlikte, ruhsal hastalığı olan kişiler karanlık ya da aydınlık güçlerin koruması altında oldukları için dokunulmaz kabul ediliyorlardı.
• İlk psikiyatri hastanesi 18. yüzyılın ikinci yarısında ABD'nin Virginia eyaletinde açıldı.
• Psikiyatrinin önde gelen isimlerinden Sigmund Freud, depresyonun kişinin yalnızca kendine yönelttiği öfke olduğunu belirtmiştir.
• Çocukluk çağında ilgi ve sevgi eksikliğinden dolayı depresyon gelişebilir.
• Ruhsal hastalığı olan kişilerin %60'tan fazlası tedaviyi reddediyor ve hasta olduklarını kabul etmiyor.
• Depresyonun kötü huylu tümörlerin gelişimine katkıda bulunduğu bilinen vakalar vardır.
• Amerika Birleşik Devletleri'nde her yıl 6.000.000'dan fazla kişi manik depresyon belirtileriyle hastaneye kaldırılıyor.
• Depresyon, 10 yaşın altındaki çocuklarda astım ataklarını kötüleştirebilir.
• Hamilelikte depresyon bozukluğu erken doğuma ve bebekte komplikasyonlara neden olabilir.
• Sosyolojik araştırmalar, ebeveynlerin depresyon yaşadığı ailelerde çocukların aşırı huzursuz olduğunu gösteriyor.
• Depresyon romatoid artritin kötüleşmesine neden olabilir.

Amerikalı bilim insanlarının son araştırmaları, romatoid artritli yaşlıların %45'inden fazlasının depresyon ve kontrol edilemeyen anksiyete atakları da yaşadığını göstermiştir. Doktorlar, kronik ve yaşa bağlı hastalıkların sıklıkla huzursuz bir durum olan anksiyete ile birlikte olduğunu ve dikkat eksikliği ile birlikte zihinsel bozukluklara yol açtığını belirtmişlerdir. Pennsylvania Üniversitesi'nde (ABD) yürütülen bir araştırma, romatoid artrit hastası 50 yaş üstü kişileri gözlemlemekten oluşuyordu. Tedavi eden doktorların anketleri ve tanıklıkları, 2 ve 3 derece depresyon, hastalığın alevlenme atakları olduğu belirtilen hastalarda, zihinsel olarak sağlıklı insanlara göre 2,5 kat daha sık görüldüğünü göstermiştir.