Bağışıklık sistemi emzirmeye nasıl hazırlanır?

Amerika Birleşik Devletleri'nde her yıl doğan 3,6 milyon bebeğin yaklaşık %80'i doğumdan sonraki ilk ayda emzirmeye başlıyor. Emzirmenin hem anne hem de bebek için faydaları olduğu biliniyor: Annenin meme ve yumurtalık kanseri, tip 2 diyabet ve yüksek tansiyon riskini azaltırken, bebeğe besin ve bağışıklık desteği sağlıyor. Ancak hamilelik ve emzirme dönemi geleneksel olarak yeterince araştırılmadığı için, bu faydaların ardındaki mekanizmaları hâlâ tam olarak anlayamıyoruz.

Salk Enstitüsü'ndeki immünologlar, emzirme öncesi ve emzirme döneminde bağışıklık hücrelerinin göç haritasından başlayarak bunu değiştiriyorlar. Hem hayvan deneyleri hem de anne sütü ve insan doku örnekleri kullanan bilim insanları, bir bağışıklık hücresi türü olan T hücrelerinin hamilelik ve emzirme döneminde meme bezlerinde bol miktarda biriktiğini keşfettiler. Bazıları bağırsaktan da göç ederek hem anneye hem de bebeğe destek sağlıyor olabilir.

Nature Immunology dergisinde yayımlanan bulgular, emzirmenin bağışıklık sistemine olan faydalarını açıklayabilir, emziremeyen anneler için çözümlere dair fikir verebilir ve süt bileşimini ve üretimini iyileştiren diyetlerin geliştirilmesine yardımcı olabilir.

Çalışmanın başyazarı Doçent Deepshika Ramanan, “Gebelik ve emzirme döneminde bağışıklık hücrelerinin nasıl değiştiğini incelemeye başladığımızda birçok ilginç şeyle karşılaştık; özellikle emzirme döneminde meme dokusundaki bağışıklık hücrelerinde dramatik bir artış olduğu ve bu artışın mikroplara bağlı olduğu gerçeğini” açıklıyor.

Zaten bildiğimiz şey: Bebekler anne sütünden bakteri ve antikor alırlar

Emzirme araştırmalarının çoğu, süt bileşimi ve bebek sağlığı arasındaki ilişkiye odaklanmıştır. Ramanan'ın önceki çalışmaları da dahil olmak üzere bu tür çalışmalar, bebeklerin annelerinden süt yoluyla önemli bağırsak bakterileri ve antikorları aldığını ve bunun da bebeğin bağışıklık sisteminin temelini oluşturduğunu göstermiştir. Ancak bu dönemde annenin vücudunda meydana gelen değişiklikler henüz tam olarak anlaşılamamıştır.

Meme bağışıklık ortamının bazı yönleri, sütün bileşimiyle öngörülmüştür. Örneğin, sütte antikor bulunması, onları üreten B hücrelerinin varlığını gösterir. Ancak, çok az sayıda araştırmacı doğrudan meme dokusunda bağışıklık hücresi aktivitesini incelemiştir.

Yenilikler: Anne Bağırsak Mikrobiyomu Meme Bağışıklığını Artırıyor

"Heyecan verici olan şey, sadece memede daha fazla T hücresi bulmamız değil, aynı zamanda bazılarının bağırsaklardan geldiği açıkça belli," dedi yüksek lisans öğrencisi ve makalenin başyazarı Abigail Jaquish.
"Muhtemelen normalde bağırsak duvarını destekledikleri gibi meme dokusunu da destekliyorlar."

Çalışma, emzirme öncesi ve sonrası farklı evrelerdeki farelerin meme dokusunu inceleyerek başladı. Bilim insanları, bu dönemde CD4⁺, CD8αα⁺ ve CD8αβ⁺ olmak üzere üç tip T hücresinin sayısında keskin bir artış olduğunu buldu.

Bu durum ekibi şaşırttı çünkü bu T hücreleri, intraepitelyal lenfositler (IEL'ler) adı verilen özel bir bağışıklık hücresi sınıfına aitti. Bu hücreler, bağırsaklar ve akciğerler gibi dış etkilere maruz kalan mukoza kaplı dokularda yaşarlar. IEL'ler "koruyucu" görevi görürler; dokularda sürekli bulunurlar ve bir tehdide anında yanıt vermeye hazırdırlar.

Meme bezinde, bu T hücreleri mukoza zarlarında olduğu gibi epitel boyunca sıralanmış ve yüzeylerinde bağırsak T hücrelerinin karakteristiği olan proteinler taşımışlardır; bu da T hücrelerinin bağırsaktan meme bezlerine göç ettiğini göstermektedir.

Bu şekilde annenin vücudu, beslenme sırasında dış ortamla, yani annenin cildinden ve bebeğin ağzından gelen mikroplarla temas eden meme bezini "iç" dokudan "mukoza" dokusuna aktarır.

İnsanlarda da aynı şey oluyor mu?

Kaliforniya Üniversitesi, San Diego'daki İnsan Sütü Enstitüsü'nden alınan insan meme dokusu ve anne sütü örneklerinin veritabanının analizi, benzer T hücrelerinin emzirme döneminde kadınlarda da arttığını buldu.

Bilim insanları daha sonra fare modeline geri dönerek son bir soru sordular:
Mikroplar, meme bezindeki bu T hücrelerini bağırsaktakiyle aynı şekilde mi etkiliyor?

Evet, öyle görünüyor.
Normal mikrobiyal ortamda yaşayan farelerin meme bezlerinde, mikropsuz koşullardaki farelere kıyasla her üç T hücresi tipinin de önemli ölçüde daha yüksek seviyeleri vardı. Bu, annenin mikroplarının T hücresi üretimini aktive ettiğini ve bunun da meme dokusunun bağışıklık savunmasını güçlendirdiğini gösteriyor.

Peki şimdi ne biliyoruz:

• Mikroplar Göğüslerde Bağışıklık Tepkisini Artırıyor
• T hücreleri bağırsaktan emzirme bölgesine göç eder
• Meme bezi beslenme sırasında dış etkenlere uyum sağlayarak mukoza dokusuna dönüşür.

Sırada ne var? Bağırsak ve meme arasındaki bağlantı nedir ve bu durum nesiller arası sağlığı nasıl etkiler?

Ramanan, "Artık annenin bağışıklık sisteminin bu kritik dönemde nasıl değiştiği hakkında çok daha fazla şey biliyoruz," diyor.
"Bu, bu bağışıklık hücrelerinin hem anne hem de bebeğin sağlığı üzerindeki doğrudan etkisini araştırma olasılığını ortaya çıkarıyor."

Bilim insanları, anneyi dış tehditlerden ve enfeksiyonlardan korumak amacıyla tüm bu değişiklikleri hormonların düzenlediğini varsayıyor. Ancak bunun emzirmeyi, süt bileşimini ve sağlığı tam olarak nasıl etkilediği, araştırmanın bir sonraki büyük sorusu.

Jaquish, "Henüz işin başındayız," diye ekliyor. "Bağırsak ve meme bezi arasında bir bağlantı görüyorsak, vücuttaki diğer hangi sistemler etkileşim halinde olabilir? Ve yavrularımıza aktardığımız sütün bileşimini başka neler etkiliyor?"

Hamilelik ve emzirme döneminde annenin bağışıklık sisteminde meydana gelen değişiklikleri anlamak, bağışıklık ve mikrobiyal bileşenlerin anneden çocuğa tekrar tekrar geçmesi nedeniyle kuşaklar arası sağlığı etkileyebilir.

Bu bulgular, emziremeyen kadınlara da yardımcı olabilir; örneğin, süt üretimini uyaran tedaviler veya benzer bağışıklık desteği sağlayabilen geliştirilmiş formüller geliştirilebilir.

Bağırsak ve meme arasındaki bağlantı daha da netleştikçe, bilim insanları gelecekte anne sağlığını ve optimum süt kalitesini destekleyen diyetler önerebilecekler.