Sol kürek kemiğinin altında hissedilen ağrı, klinik anlamda tek spesifik belirti olmasa da çeşitli hastalıkların habercisi olabilen belirtilerden biridir.
Sağ taraftaki kolik o kadar akut ve ağrılı bir durumdur ki ambulans çağırmayı düşünmek uygunsuzdur. Durum, karın boşluğunun bu kısmında iç genital organların, idrar ve sindirim organlarının bulunması nedeniyle karmaşıktır, bu nedenle ağrı tüm sağ tarafa "yayılabilir" ve etkilenen bölgeye yakın yerlere yayılabilir.
Sağ böbrekte ağrı, böbrek sisteminin kendisinde veya yakın organlarda gelişen patolojik bir süreci gösteren bir sinyaldir. Anatomik olarak, sağ böbrek sol böbrekten yalnızca konum olarak farklıdır, karaciğerin altında, biraz daha aşağıda yer alır.
İstatistiklere göre, sol alt sırt ağrısı sadece yaşlılarda değil, gençlerde de insanların yüzde doksanından fazlasında görülür. Sol alt sırt ağrısının sizi rahatsız etmesinin nedenleri oldukça çeşitlidir.
Sinir uçları omurilikten başlayarak vücudun bütün sistemlerine dağılır, dolayısıyla omurgadaki bir soruna işaret eden omurlardaki ağrılar, birtakım hastalıklara yol açar.
Sağ alt sırtta görülen ağrı çoğunlukla genitoüriner sistem fonksiyon bozukluğu, apandisit iltihabı, bağırsak ve böbrek hastalıkları, fıtık oluşumu ve omurgadaki patolojik süreçlerle ilişkilidir.
Hamilelikte alt sırt ağrısı herhangi bir aşamada ortaya çıkabilir ve ağrının doğası ve yoğunluğu değişebilir. Doğumun başlangıcına yakın, bu tür ağrı bebeğin başının omurganın lomber bölgesine baskı yapması sonucu ortaya çıkabilir.
Gebelikte böbrek ağrısına; idrar yaparken ağrı, şişlik, tansiyon yükselmesi, bel bölgesinde ağrı, yanlarda ağrı, alt karın bölgesinde ağrı, elle muayenede ağrı, ateş reaksiyonu, bulantı, kusma gibi belirtiler eşlik edebilir.
Neredeyse her insan hayatında en az bir kez bel omurgasında ağrı yaşar. En fazla yükü alan bölüm burasıdır ve bu bölümdeki değişiklikler oldukça yaygındır.
Yerli literatürde bazen bel ağrısı için “lumbago”, bel bölgesi ve bacakta lokalize ağrı için “lumbosiyatik”, bel köklerinin zedelenmesi bulgularının varlığında ise “lumbosakral radikülit” (radikülopati) terimleri kullanılmaktadır.
