Ergenlik dönemindeki kendinize tavsiyeler vermek sağlığınızı iyileştirebilir

Surrey Üniversitesi'nin Cogent Psychology dergisinde yayımlanan yeni araştırmasına göre, gençlerden ergenlik yıllarında kendilerine tavsiye vermelerini istemek, onların öz saygıları, dayanıklılıkları ve ruh sağlıkları üzerinde olumlu bir etki yaratabiliyor.

Araştırmacılar, 20 ila 24 yaş aralığındaki 42 kişi üzerinde, ergenlik dönemlerinde çekilmiş bir fotoğraflarına bakarak yüksek sesle düşünmelerini sağlayan benzersiz bir "fotoğraflarla sesli düşünme" yöntemi kullandılar.

Birçok katılımcı genç hallerine sabırlı olmalarını ve değişime ve belirsizliğe kucak açmalarını tavsiye etti. Diğerleri kötü ilişkileri bırakmayı ve gelecekteki etkileşimlerde net sınırlar koymayı tavsiye etti.

Surrey Üniversitesi Psikoloji Fakültesi'nden araştırmanın ortak yazarı Profesör Jane Ogden, "Gençleri kırılgan olarak sınıflandırma eğiliminde olan bir dünyada, araştırmamız onların aslında, sürekli çevrimiçi gözetim altında, hızla değişen bir dünyada yolunu bulmaya çalışan, son derece karmaşık bireyler olduğunu gösteriyor." dedi.

"Araştırmamız, ergenlikten yetişkinliğe geçiş yolculuğunda gençlerin sosyal bağlarını güçlendirmelerine, kişisel kimliklerini güvence altına almalarına ve duygusal sağlıklarını iyileştirmelerine yardımcı olabilecek pratik rehberlik sunarak önemli bir yol haritası sunuyor.

"Bu içgörüler yalnızca gençler için değil, aynı zamanda onları destekleyen eğitimciler, danışmanlar ve ruh sağlığı uzmanları için de değerlidir ve hedefli desteğin ve rehberliğin önemli bir etki yaratabileceği temel alanlara işaret etmektedir."

Katılımcılar ergenlik yıllarını gözden geçirdiklerinde üç önemli ders çıkardılar:

1. Güvenli bir alan yaratın: Katılımcılar, destekleyici arkadaşlar seçmenin ve iyilik hallerini korumak için toksik ilişkilerden ayrılmanın önemini vurguladılar. Ayrıca, zihinsel sağlık ve öz saygıyı korumak için önemli olan net sınırlar koyma ve kendilerini savunma gereğini vurguladılar.
2. Etrafınıza bakın ve olaylara farklı bir perspektiften bakın: Katılımcılar, herkesin zorluklarla karşılaştığını ve mücadelelerinde yalnız olmadıklarını fark ederek genç benliklerini ufuklarını genişletmeye teşvik ettiler. Ayrıca, kendilerini görünüşlerine göre değil, eylemlerine ve karakterlerine göre yargılamanın ve onları tanımlamaya çalışan sosyal etiketlere direnmenin önemini fark ettiler.
3. İçinize bakın ve kendinize güvenin: Katılımcılar sezgilerini dinlemenin ve duygusal ihtiyaçlarıyla ilgilenmenin, kendilerini başkalarıyla karşılaştırmadan kişisel gelişime odaklanmanın önemini vurguladılar. Hem başarıları hem de başarısızlıkları büyüme fırsatları olarak görmeyi, zorlukların üstesinden gelmeyi ve her deneyimi gelişimlerinin bir parçası olarak kabul etmeyi öğrendiler.

Profesör Ogden şöyle devam etti: "Bu tür müdahalelere yönelik araştırmamızı, farklı geçmişlere sahip daha geniş bir ses yelpazesini içerecek şekilde genişletmek için gerçek bir fırsat var. Bu, gençlerin benzersiz gelişim yollarını anlamak için önemli olabilir. Bu içgörüleri eğitim ve toplum programlarına yerleştiren politikaları savunmak, her genç için büyüme ve değişimin karmaşıklıklarıyla başa çıkarken daha özel ve etkili destek sağlayacaktır."